Rock İn The Turkish | Türkçe Rock Tanıtma Ve Dinletme Platformu! Chaotic
  • Türkçe RockNedir?

  • Ünlü RockGruplarımız

  • Beğendiğimiz AzametliParçalar

  • Türkçe RockKaraoke!

rockintheturkish

model roportaj




Nasıl bir lisede eğitim gördünüz ?
Fatma : Söke Hilmi Fırat Anadolu Lisesi’nde okudum. Başarılı bir öğrencilik geçirdim, diyebilirim aslında. Aynı zamanda; basketbol takımında, folklor ekibinde gibi yerlerde görev aldım.
 
Okan : Ben İzmir’de, 60. Yıl Anadolu Lisesi’nde okudum. O kadar da başarılı bir öğrenci değildim, ama lise başarılı bir okul olduğu için, en azından ortalamanın üzerinde sayılırdım.
 
Can : İzmir’de, Vali Vecdi Gönül isimli bir düz lisede okudum. Çok başarılı bir öğrenciydim, okulumu üçüncülük ile bitirdim, her dönem takdir getirdim.
 
Kerem : Ben, Şişli Terakki Lisesi’nde okudum, İstanbul’da. Ben de, çok başarılı bir öğrenci değildim. Bütün aktivitelerde yer alırdım, hayıtımın büyük bir çoğunluğu, basketbol ve davulla geçiyordu. Öyle öyle bitirdik liseyi ve bu günlere geldik.
 
Burak : Ben de; özel bir Fen Lisesi’nde, burslu okudum. Bayağı sıkıcı ve disiplinli bir okuldu. Ben tabi, gitar çalmaya başlamıştım o yıllarda. Mümkün olduğunca kaçıyordum, o disiplinden.
 
O yıllar nasıldı sizin için, biraz bahsedebilir misiniz ?
Fatma : Çok eğlenceli olduğunu söyleyemeyeceğim. Çok ağır derslerimiz vardı, seçmememize rağmen, onlar sıkıcı geçiyordu. Onun dışında, oyun kuruculuk yaptım iki sene, basketbol takımında, folklor ekibinde halay başı [gülerek] oldum. Sonra üniversite sınavı yaklaşında, bunlardan feragât etmek zorunda kalıyorsunuz. 
 
Okan : Bayağı eğlenceliydi aslında, çok güzel bir arkadaş ortamım vardı. Hala görüşüyorum, lisedeki arkadaşlarımla, hatta müziğe o arkadaşlarımla başladım, ben. İlk grubumuzu da o arkadaşlarımızla kurmuştuk. Özlem duyarım bazen, güzel yıllardı.
 
Can : Ben de, ilk grubumu lisede kurmuştum. O dönemlerim tabi biraz karanlık geliyordüşününce; bütün hormonlar, aşk hikayeleri, sınıftaki bölünmeler, kümeleşmeler vs.. Biraz da dersleri iyi olan çocuklardansanız, inek kümesinde olduğunuzdan.. (özellikle düz lisede iseniz) Şimdi onlar nerede tabi, bilmiyorum. Daha çok, edebiyat derslerini beklemekle geçiyordu, yazıp çizdiğim, gruplar kurmaya çalıştığım bir dönemdi lise.
 
Kerem : Vallahi, benimki çok eğlenceli geçti. Hayatımın en eğlenceli zamanlarıydı. Zaten çocuksunuz, kafanızda sadece belirli şeyleri yapmak var, bir dert yok. Herkes gibi, ben de lise hayatımda başladım müziğe. Oradan çıkıp, başarılı bir müzisyen olan çok arkadaşım var, beraber grup kurduğumuz. 
 
Can : Sen nerede olduklarını biliyorsun, yani ?
 
Kerem : Nerede olduklarını biliyorum, az çok. Çoğu şeyin ilkini lisede yaşadım; keyfini de, üzüntüsünü de.
 
Burak : Ya, bizim okulda; benden başka gitar çalan bir çocuk vardı, koskaca okulda. Bir iki çocuk bağlama çalıyordu, bir de davul çalan bir çocuk vardı. Sosyal aktivitelerde bulunan, benim en yakın arkadaşım vardı, Murat. O da şimdi televizyon programları falan yapıyor. O, okulda tiyatro oyunları yazardı, yönetirdi. Onlarda rol alırdık ama, pek parlak değildim tabi.
 
Her ergenlik çağında ki genç gibi, sizin de sıkıntılarınız olmuştur. Bu sıkıntılarla başaçıkmakta, sanatın herhangi bir dalı yardımcı oldu mu ?
Fatma : Elbette oldu. Bu sosyal faaliyetlerde bulunduğunuz zaman; ister istemez o buhranın içinden çıkıp, kendinizi başka bir yere adapte ediyorsunuz. Onu söylemeyi unuttum; ben de lise birinci sınıftım galiba, grubumuzu kurduğumuzda. Çok iyi bir müzik öğretmenimiz vardı, müzik odasını kullanmamıza da izin veriyordu provalar için. Kendinizi iyi hissetmek istediğiniz zaman, bu tip şeylerle uğraşıp, kafayı meşgul eden şeylerden uzaklaşabiliyordunuz. 
 
Okan : Ben, o kadar sancılı bir ergenlik dönemi geçirmedim, diye düşünüyorum.
 
Fatma : Hiç şaşırmadım! Çok objektiftir, Okan.
 
Okan : Tabi ki, sıkıntılı dönemleri oluyor insanın, fakat sanatı icra etmekten çok, tüketmek adına müziğe sarmıştık, o zamanlar.
 
Can : Benim de ergenlik dönemim, o dört cümleyle geçti; “Kimse beni anlamıyor”, “Hepinizden nefret ediyorum”, “Kendimden nefret ediyorum”, “Ölmek istiyorum”. Tabi işte, yazıyosun, çiziyosun, müzik yapıyosun, onlarla idare ediyorduk.
 
Kerem : Bende de sıkıntılı dönemler çok olmadı, ama Fatma’nın da dediği gibi; gün bitsede idmana gitsek, öğlen olsada müzik çalsak, bilmem ne festivali varmış başka okulda, ona hazırlanalım, eve gitsek etüd çalışsak.. Kafam hep oralarda olduğu için, belki de, ailemin benimle sıkıntısı vardı; napıyor bu adam, diye. 
 
Burak : Bizde hep şey vardı; Çal ama, işte hobi olarak. Yoğun bir şekilde ben, onu yaşadım. 
 
Fatma : Bu yüzden, ben müzik okumak istiyorum, diye çok direttim. Annemle babam, en azından bizim gibi öğretmen ol, deyip müzik öğretmenliği okuttular. .
 
Lise yıllarında, hayallerinize kavuşmanıza destek olan neler ve/veya kimlerdi ?
Fatma : Öğretmenler bence, en başta. Yön veren olunca, kendinizin çok farkında olmuyorsunuz çünkü , çok şey yapmak istiyorsunuz. Kısaca şöyle örnek vereyim; özel bir müzik dershanesinde öğretmenlik yapmıştım, Karşıyaka’da. Öğrencim bana geliyor, benden sonra futbolu var, ondan sonra yüzmesi var, ondan sonra tenisi var, ondan sonra satrancı var.. Yani, napıyorsunuz? Daha 10-11 yaşında, çok fazla yerlere yönlendirilmeye çalışıyorsunuz, zaten ne yapacağınıza karar veremiyorsunuz tek başınıza. O yüzden ben öğretmenlerimin çok faydasını gördüm, diyebilirim. 
 
Okan : Benim pek idolüm, ya da kahramanım diyebileceğim pek insan yoktu. Bir şey yapmak istiyorsam kendi kendime düşünürdüm, bunu yapmam için nelere ihtiyacım var. O şekilde kendi yolumu buldum, diyebilirim.
 
Fatma : Size mantıklı demiştim.
 
Okan : Tabi ki, sıkıntılı dönemleri oluyor insanın, fakat sanatı icra etmekten çok, tüketmek adına müziğe sarmıştık, o zamanlar.
 
Can : Yazmak konusunda, orta okuldan beri edebiyat öğretmenlerimin çok desteğini gördüm, ama müziğim lisede sıfırdı, mesela. Öğretmenle konuşup iki yaptırtmıştık mesela, çünkü boş kağıt veriyordum. Müzik dersinde kağıt verirseniz, ne yazayım ki. O yüzden sıfır alıyordum. Müzik öğretmenimin de, şuan ne yaptığını bilmiyorum.
 
Bu dönemde size ilham olmuş sanatçılar kimlerdi ?
Kerem : Michael Jackson, benim için çok önemli. 
 
Okan : Metallica çok dinledim.
 
Fatma : Ya, Metallica ne çok dinledik.
 
Burak : Arkadaş grubunda, biri birşeyler keşfettiği zaman, inanılmaz havalı oluyordun; böyle bir grup var diye. Tabi o zamanlar herkes yapıştı, bir takım gruplara.
 
Fatma : Bir de, takip etmek için fazla bir şey yoktu ortada. İnternet çok sonradan girdi hayatımıza. Müzik dergileri, çok büyük force oluyordu benim için. Çıktığı gün alır, okulda; şuda şöyle yapmış diye, takip ediyoduk.
 
Can : Bizim lise çağımızda Türkiye’de, Rock müziğin, Alternatif müziğin tekrardan patlama yaşadığı; Mor ve Ötesi, Duman, Teoman, Şebnem Ferah, Atena ile geçen bir dönemdi. Bana da ilham veren, o patlama olmuştu; biz de rock müzik yapabileceğiz demek ki, gibi hayallere sahip olmamı sağlamıştı.
 
Ergenlik yıllarınızda, şimdi sahip olduklarınıza kavuşabileceğinize inanıyor muydunuz ?
Fatma : Hayır. 
 
Kerem : Hayal ediyordum.
 
Okan : Hayal vardı, kesin hatlarıyla olmasada.
 
Can : Ben emindim ya, hep biliyordum.
 
Günümüzde şiddetin ve madde bağımlılığının bu denli erken yaşlarda görülmesini neye bağlıyorsunuz ?
Fatma : Çok şey var söylenecek, ama bence Can çok güzel özetler. 
 
Can : En büyük sebebi, gençlerin sahip olduğu gelecek kaygısıdır bence. Parlak gelecekler göremeyen gençler, kurtuluşu başka yerde aramakta bulurlar. Bizim avantajımız, kendi geleceğimizi hayal ederek, çok çalışarak buna sahip olduk. Keza, buna sahip olabilmenin tek yoluda budur. Karamsarlığa kapılabilmek için, çok fazla sebebi olan bir ülkede, dünyadayız. Önemli ve zor olan, buhrana kapılmayıp, kendi geleceğin için ne yapman gerekiyorsa bunu analiz edip, çok çok çok çalışmak.
 
Son olarak; gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak kalmaları için neler önerirsiniz ?
Can : Bu.
 
Fatma : Can söyledi gerçi ama, kendiniz çok önemli bir şey. Ona bence yeteri kadar değer vermeye çalışırlarsa, hallolacaktır. Çok önemli bir şey taşıyorsunuz, birey olmak da keza. Gerisi zaten gelir.
 
Okan : Sürekli öğrencileri, derslere çalış, sınavlara gir, diye zorla sevk edince, bir yerden patlak veriyor. Öğrencilerin spora ve sanata teşvik edilmesi lazım ki, bu sıfır düzeyinde neredeyse bu ülkede.
 
Can : Spora ve sanata yönelmeye çalışan öğrencilere bile, uğraşma ve zaman kaybetme diye diretmeler yapılıyor. 

Rock And Roll

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol